Maraton Koşmak

42.195 m koşmak !!!

Macera, tutku, heyecan ve hırs…Tüm bu duyguları bir arada yaşamak ve başarmak isteğidir maraton. Her koşunun bilinmezliği farklı bir maceradır. Yaşadığın bu maceraların bilinmezliğini hissetmek ise heyecan ve tutku yaşatır insana.

Maraton koşmak zor olduğu kadar, nasıl bir sonuç alınacağı önceden hesaplanabilen ancak sonucun ne olacağı asla bilinemeyen bir yarıştır. Vücudun, zihnin ve ruhun tüm enerjisini bitirecek kadar uzun, enerji kaynakları, kas gücü, zihinsel, duygusal ve fizyolojik dayanıklılığın en uç sınırlarını test edecek kadar zorludur. Maratonun cazibesi de herhalde burada saklıdır. Çünkü koşu sporu ile uğraşanlar bilirler ki, maraton koşmak en yüksek dağın zirvesine çıkmak gibi, fiziksel gücün ve cesaretin en zorlu sınavlarındır. Bu yüzden hazırlanma süreci çok fazla zaman ve emek gerektirir

Her sene binlerce insan farklı sebeplerin teşvikiyle koşuya başlar. Bu insanlar koşuyla tanıştıktan sonra, içlerindeki gücü keşfettikçe ve aldıkları keyifin boyutu geliştikçe koşma hissine duydukları bağ daha da kuvvetlenir. Koşu branşının bu şekilde gelişmesi aynı zamanda insanların ruh ve beden sağlıkları açısından da çok önemlidir. Koştukca bir çok rahatsızlıklarının zamanla iyileştiğini ve kuvvetlenip daha güçlü olduklarını fark ederler. Sağlık yerinde olunca ve gereken güç kazanılınca insan vücudunun yapabileceklerinin sınırını çizmek biraz zordur. Bunun en büyük örneği de ultra maratonculardır!!!

Her mesafenin koşucusu vardır. Koşan herkes kısa mesafelerle başlayıp, en sonunda maratonun hayalini kurarken bulur kendini. Mesela ben yarı maratonu çok severim. Bazı mesafelere hazırlanmak ve yapabilmek çok daha kolaydır. Tabii ki bu mesafelerinde zorlukları vardır ve bu zorlukları yaşadıktan sonra maratonla tanışmak doğru olandır. Çünkü o zor olan, İçinde heyecanı barındırandır ve mücadele etmek isteyen savaşçı ruhunu bu arenaya çeken duygudur. Maratonu koşmak gerçekten bir savaşı kazanmaktır. Sonunda gurur yaşatır ya da hüsran, dedim ya bilinmezdir. Sonuç ne olursa olsun üstünden kısa bir zaman geçtikten sonra tek bir şeyin hesabı yapılır, bir dahaki savaşım ne zaman?!

Duygular dedim ama bir o kadar da stratejik olmayı gerektirir maraton. Her kilometrenin, her dakikanın, her inişin ve çıkışın hesaplanması gerekir. Çünkü en ufak bir hata tüm planların bozulmasına neden olabilir. En zor mücadeleye daha kısa yarışlarda tecrübeler yaşayıp, doğru zamanda maratonun startında kendini bulmak en uygun davranıştır. Bu işin hazzı, mücadele hırsın, arkadaşlarının ya da koşan çevrenin baskısı ve özentisi seni bir an önce maraton koşman için teşvik eder. Fakat bu durumlarda beynini dinlemen en büyük hatan olur. Dinlemen gereken tek şey vücudundur. Eğer doğru antrenmanlarla uygun geçişler yapıyorsan, vücudun sana doğru zamanda hazırsın diyecektir.

Ve hazır olduğun zaman çok zorlu bir mücadele seni bekliyor olacaktır. Maratonu koşmak büyük heyecan verir ama hazırlanmak için bir disiplin abidesi olman gerekir. Zorlu mücadele doğru hazırlıkla kazanılır. Doğru hazırlık iyi sonuç getirir. İyi sonuç gurur verir.

Gerçekten doğru stratejiyle hazırlanmak çok önemlidir. İnsanın kendisine zarar verecek hırslara mahkum olması maraton koşan için en büyük hatadır. Öncelikle koşuyu ne kadar sevdiğini düşünmen çok önemli bir başlangıç olacaktır. Çünkü sevdiğin ve tutkuyla bağlandığın, belki de en büyük zevkin olan koşma eylemini yaparken eziyet çekecek ve kendine zarar verecek kadar zorlamak insanın koşuya değil ama kendine mahkum olduğunu gösterir. Doğru enerji ve doğru stratejiyle yaptığın her şey de başarısız olmanın imkanı yoktur. Bu cümlelerimi bir örnekle pekiştirmek isterim. Çünkü bu anlatacaklarım çoğu koşucunun yaptığı klasik bir hatadır. Eğer maratoncuysan bir sene içerisinde en fazla 2 ya da 3 yarışı hedef alman gerekir. Çünkü her yarışa hazırlanmak birbirinden bağımsız ama belli bir geçiş ve yüklenme zamanlaması gerektirir. Aynı zamanda bu hedef yarışların partneri olan deneme ya da antrenman yarışlarını da senelik olgunun içine koymak gerekir. İşte koşu sporuyla uğraşan kişilerin yaptığı hatalar tam da burada başlar. Çünkü antrenman yarışlarını da hedef yarış yüklemesinde koşarlar ve sakatlıklarla uğraşırlar.

Anlattığım bu kötü anları yaşamamak için insanların tüm hırslarını bir kenara bırakarak gerçekten koşmanın keyfini çıkarmaları en doğru hareket olacaktır. Çünkü dünyanın birçok yerinde koşmuş birisi olarak maratonu başka iklimler ve kültürlerde de yaşamak bambaşka bir keyiftir. Kültüründe yüzyıllardır sporu yaşatmış toplumlarda koşmak, maratondan alacağınız duyguları ve heyecanları değişik boyutlara taşır. Yaşlısı genci binlerce, çok iyi koşan insanın içinde yarışmak ve onların koşma eylemine verdiği değeri görmek insanın bu işe olan bakış açısını değiştirir. Birçok tecrübe edinir ve dostluklar kurarsın. Önemli insanlar(rakipler), önemli anlar ve heyecanlar. İnsanların koşarken içlerindeki gücü keşfetmenin vermiş olduğu haz ile zamanla dünyadaki tüm yarışları koşma isteği de birbirine eşit oranda gelişir ve bu iki merak birçok insanı birçok maceraya sürükler.

Ama yine de ister çok iyi maraton koşucusu ol istersen sadece sağlıklı yaşam için koşmaya başlamış bir insan ol. Yapman gereken iki şey var aslında… İlk olarak koşuyu tüm hayatına yaymayı planla ve koşu hayatının olmazsa olmaz bir parçası olsun, ikinci olarak keyif al ve zor anlarında bile asla motivasyonunu kaybetme!!! Koş koş koş

Olimpiyat şampiyonu Emil Zatopek’in dediği gibi ‘eğer koşmak istiyorsanız birkaç kilometre koşun, eğer başka bir hayat deneyimi yaşamak istiyorsanız maraton koşun’. Ünlü şampiyonun dediği gibi aslında maratonu koşmasan da düşünür ve bir gün yapmak istersin. Çünkü koşmak bir tutkudur ve maraton ise bu tutkunun en özel hissidir…

ÖZGÜR TETİK

Son Yazılar